Şizofreni: Tanımak ve Anlamak
- drbernacagatay
- 4 Eki 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Haz 2024
Genel Tanım:

20. yüzyılda Eugen Bleuler tarafından ortaya atılan "şizofreni" terimi 'bölünme' anlamına gelen Şizo (schizen) ve 'akıl' anlamına gelen Frenos (pheren) kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuş ve 'zihin yarılması' anlamında kullanılmıştır.
Şizofreni, sadece Hollywood filmlerinin değil, gerçek hayatın da en karmaşık ve anlaşılmaz psikiyatrik bozukluklarından biridir.
Şizofreni, genellikle genç yetişkinlik döneminde başlar ve kişinin düşünce, duygu ve davranışlarını etkiler. Şizofreni hastaları gerçeklikten kopabilirler ve delüzyonlar (gerçeğe aykırı inançlar), halüsinasyonlar (gerçek dışı sesler veya görüntüler), düşüncelerde karmaşa ve sosyal izolasyon gibi belirtiler gösterebilirler.
Oluşum: Şizofreni genellikle genetik faktörler ve çevresel etkenlerin bir kombinasyonu sonucu ortaya çıkar. Genetik yatkınlık, kişinin şizofreni geliştirme riskini artırır, ancak bu, genetik yatkınlığı olan bir kişinin mutlaka şizofreni olacağı anlamına gelmez. Ayrıca, beyindeki kimyasal dengesizlikler ve belirli beyin yapısı anormalliklerinin de şizofreni gelişiminde büyük rolü olduğu bilinmektedir. Özellikle dopamin ve glutamat gibi nörotransmitterlerin işlevinin bozulması belirtilerin gelişiminden sorumlu tutulmaktadır.

Belirtiler:
Şizofrenide belirtiler "pozitif", "negatif" ve "bilişsel" olmak üzere üç ana kategoride incelenir.
Pozitif belirtiler, hallüsinasyonlar, delüzyonlar (sanrılar), düşünce karmaşası olarak;
Negatif Belirtiler, duygusal yoksunluk (duygusal tepkilerin azalması veya yok olması), ilgi ve istek kaybı, anhedoni (etkinliklerden zevk almama), yüz ifadesi ve ses tonununda kısıtlılık olması şeklinde; bilişsel belirtiler ise dikkat eksikliği, bellek problemleri, yürütücü işlev bozuklukları (planlama, organizasyon ve problem çözme yeteneklerinde azalma) olarak karşımıza çıkar.
Şimdi sizden istediğim birşey var;
Son birkaç gün içinde de gördüğünüz ve konuştuğunuz bir arkadaşınızı düşünün.
Ne hakkında konuştunuz? Ayrılırken ne söylediniz?
Ne kadar zamandır tanıyorsunuz onu?
Hatırladıysanız devam edelim.
Aşağıdaki senaryoyu o arkadaşınızı ve onunla olan ilişkinizi düşünerek okuyun lütfen.
Siz arkadaşınızla görüştünüz, konuştunuz ve bugün ailenizden ya da yakın çevrenizden birisi size dedi ki:
_ Canım sen arkadaşınla konuştuğunu, görüştüğünü söylüyorsun ama öyle bir kişi yok. Biz görmüyoruz, duymuyoruz.. Senin zihnin yaratıyor onu. Tedavi olman lazım..
'Aaa tamam o zaman, ben tedavi olayım' der misiniz?
Daha yeni görmüşsünüz arkadaşınızı , bir derdininizi anlatmışsınız belki ama kimden bahsetiğinizi kimse anlamıyor ve sizi üzmemek için idare etmeye çalıştıklarını söylüyorlar.
İkna oldunuz mu?
Olmadınız mı?
Neden? Kimse görmüyor ama...
Sonra da bu arkadaşınızla görüştüğünüz ve onun gerçekten var olduğunu söylediğiniz için sizi doktora götürüyorlar.
Ne hissedersiniz?
Ne düşünürsünüz?
Kime güvenirsiniz? Annenize? Eşinize? Doktora? Kendi gördüğünüze?
Gerçeğinizi değiştirmeye çalışıyor çevrenizdeki herkes...
İşte şizofrenide yaşananlar da bu duruma çok benzer...

Delüzyonlar ve halüsinasyonlar, şizofreninin en belirgin belirtileri arasındadır. Örneğin, bir kişi kendisinin ünlü olduğuna, başkalarının düşüncelerini okuyabildiğine veya kendisine zarar vermek için komplolar kurulduğuna inanabilir. Halüsinasyonlar genellikle var olmayan sesler duyma şeklinde görülür, ancak görme, dokunma, tat veya koku alma şeklinde de olabilir. Düşüncelerde karmaşa, kişinin düşünce ve konuşmada zorluk çekmesi anlamına gelir. Konuşmaları ve düşünceleri genellikle mantıksız veya dağınık olabilir. Sosyal izolasyon genellikle diğer belirtilerin bir sonucu olarak görülür. Kişi sosyal etkinliklere katılmaktan kaçınabilir veya kişisel bakımı ihmal edebilir.
Şizofreni, herkesin aynı şekilde deneyimlemediği geniş yelpazeye sahip bir hastalıktır. Kişiye, belirtilere ve yaşadığı çevreye bağlı olarak farklı formları ve sonuçları olabilir.
Başlangıçta hastalar belirtilerinin kısmen farkında olup bir miktar içgörülerini koruyabilse de, süreç ilerledikçe içgörüleri kaybolur ve artık herşey çok daha gerçek geliyordur.

Tanı:
Şizofrenide görülen psikotik semptomlar başka hastalıklarda da görülebileceği için ayırıcı tanı yapmak çok önemlidir. Şizofreni teşhisi psikiyatri uzmanları
tarafından yapılan kapsamlı bir klinik değerlendirme sonucunda koyulur. Bu kapsam detaylı bir anamnez ve psikiyatrik muayene, laboratuvar testleri, görüntüleme yöntemlerini içermeli ve DSM-V tanı kriterleri doğrultusunda olmalıdır.

Tedavi:
Şizofreni tedavisi çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. İlaç tedavisi, özellikle antipsikotikler şizofreni belirtilerinin kontrolünde çok önemli bir rol oynar. Tedavi, sadece akut belirtileri kontrol etmekle kalmaz; aynı zamanda uzun dönemli yaşam kalitesini artırmayı amaçlar ve hastalığın gidişatına göre gerekirse ömür boyu kullanılabilir. (bkz Antipsikotik İlaçlar)
Antipsikotiklerle birlikte ya da hızlı etki gerekliliği, antipsikotik kullanmakta sakınca olması ya da antipsikotiklere dirençli hastalık varlığında kullanılan diğer bir tedavi yöntemi EKT (Elektrokonvulsif Terapi) yani elektroşok tedavisidir. (bkz EKT)
Bununla birlikte psikoterapi (bireysel, grup ve aile terapisi gibi) ve sosyal beceri eğitimi gibi yöntemler de genellikle tedavi planının bir parçasıdır. Şizofreni olan kişiler ve aileleri için destek ve eğitim hizmetleri de hayati öneme sahiptir. Bu hizmetler, hastalığın anlaşılmasına, tedaviye uyumun artmasına ve toplum içinde daha iyi bir yaşam sürdürmeye yardımcı olabilir.
Hastalık Prognozu